Benden Sonra Tufan Olmasın

benden sonra tufan olmasin

muhsin ertuğrul

remzi kitabevi                             

2007 / 669 sf.

doğu şenkoy

 

Türk sineması denince hemen her zaman eksikliğinden, çelişkilerinden ve yanlışlarından dem vurulan tarihsel açılımların kısır kalmasının ardındaki en önemli nedenlerden biri de öncü rolleri üstlenmiş isimlerin arkalarında kendi kalemlerinden çıkma anılarını bırakmamış olmalarıdır. Ertuğrul’un tiyatro-sinema dünyamızdaki konumu, kaleme aldığı ancak yaşarken yayınlayamadığı ve Özdemir Nutku’nun çabalarıyla bizlere ulaşan anılarını sadece biyografik notlar ve mesleki değiniler olarak değil, tarihsel kaynak olarak değerlendirmeyi gerektiriyor.

 

Son derece içten, duyarlı ve alçak gönüllü bir anlayışla kaleme alınmış olan bu yazıların ardından eksiklik, açlık ve yarım yamalaklık hisleri duymamıza engel olamadık. Oysa ne kadar da ayrıntılı başlamıştı. Yakınlıkların, paylaşımların ve konuşmaların aktarımından yapılan çalışmaların içeriğine dönük bilgilere bir türlü sıra gelmiyor. Tiyatro görece daha şanslı. Dikkatimiz daha çok tiyatrocuların sinema çalışmalarına odaklanmıştı, özellikle de Reşat Rıdvan’ın eğilimlerine. Geriye Alman, Sovyet ve Amerikan sinemasının işleyişi üzerine bildik gözlemler kalıyor. Unutmadan, bu, yapıtın ikinci baskısı ve özgeçmişlerde güncellenmemiş ufak noktalar göze çarpmakta.