Türk Sinemasında Akım Araştırması

turk sinemasinda akim arastirmasiesin coşkun

phoenix yayınları                       

2009 / 92 sf.

erol büyükyazıcı

 

Türk sinema tarihi üzerine odaklanan hemen her kitabın izlediği yolda bir kez daha yürüyoruz. İzini sürdüğümüz şey Coşkun’un kitabın önsözünde de belirttiği gibi olmayan bir şey: sinemamızda bir akım bulmak. Yoksa niye yürüyoruz, biz de bilmiyoruz. Yürüyoruz. Aslına bakarsanız, olmayanın olmadığını ortaya çıkarmak da önemli bir iş.

 

İki bölüm olarak düzenlenmiş kitabın ilk bölümünde konumuzla ilgili olmayan bir başka yolda yürümeyi sürdürüyoruz. Bu bölüm başlangıcından 1960’lara kadar sinemamızın tarihini özetlemekte. Tiyatrocular Dönemi diye adlandırılan bu süreçte tiyatrocuların sinema üzerinde oyun, yönetmenlik veya konu seçimi açısından ne kadar etkin olduklarından ve bu dönem içinde yer alan 1915-48 yılları arasına Muhsin Ertuğrul’un vurduğu damgadan söz ediyor. Dönemin sonunda bir sonraki bölümde işlenen hareketlenmenin ilk örnekleri üzerinde duruluyor. Ve ikinci bölüm bu hareketlerin Türkiye’nin o zamanki siyasal ve toplumsal ortamından beslendiğini ve bu doğrultuda üretilen filmler olduğu üzerinde duruyor. Bu hareketler sırasıyla toplumsal gerçekçilik, halk sineması, ulusal sinema, milli sinema ve genç sinema başlıklarında işlenmekte ve yönetmenler, filmler ve yayınlardan yola çıkılarak bağlantılar açıklanmakta ve örnekler verilmekte. Coşkun, özet olarak akımların oluşması için nelerin gerektiğini ve nelerin eksik olduğunu açıklıyor. Meraklısının ilgisini çekecek türden bir kitap olduğuna şüphe olmasa da, bazı noktalara dikkat çekmek isterim. Metin kes-yapıştır tarzında kurulduğundan olsa gerek, alıntıdan geçilmiyor. Filmlerle ilgili yapılan açıklamalarda görülen orantısızlık, olasılıkla bazı filmlerin izlenmemiş olmasından kaynaklanıyor. Gereksiz bölümler şişirilmişken, akım araştırmasına odaklı bölüm yeterince işlenmemiş. Kitabı bir akımımızın bile olmadığı gerçeğiyle yüzleşmek üzere kapatırken, başka sorulara yanıtlar arıyoruz. Önsözde konumuzla hiç ilgisi olmasa da karşımıza çıkan ve yanıtını net olarak alamadığımız bir sorumuz oldu: Amerikan sinemasında akım var mı, yok mu? Amerikan gerçekçi sineması denen akım hangi akım? Dönemin akımlarının sinemamızı etkilediği söylense de, kronolojik olarak bakıldığında ortada bir terslik var. Hollywood rönesansının ardındaki güç, bizim olmayan sinema akımlarımız olabilir mi?